Sevgili Öğrenciler,
Sanat bir yaratma sürecidir.
Sanat bir heyecandır.Bir duyarlılıktır.
Kuvvetli bir hayal gücüdür.
Dünyayı ve insanları değiştirme eylemidir.
İç dünyanın dışa yansımasıdır.
Herkesin aynı diye baktıklarının farklı şekillerde yorumlanmasıdır.
Her şeyden önemlisi DUYGUDUR.
Duyguların dışa vurumu, paylaşımı ve harekete geçirilmesidir.
Leonardo Da Vinci’nin dediği gibi “Bütün bilgilerimizin kaynağı duygularımızdır.” Bu gerçek karşısında, biz de bilginin kaynağı olan bu çatıya sanat yoluyla duyguları katmaya karar verdik.
Uni-Art Projesi’nin ilk adımı Değerli Hüsnü Özyeğin’in Lütfü Kırdar Sanat Fuarı’nda “Bu genç sanatçıları üniversitemizde görmek istiyorum.” sözleri ile başladı.
Daha sonra projeyi hayata geçirebilmek için hedefler belirlendi.
Koleksiyonu genç sanatçılar üzerine oluşturmak birinci hedefti. Böylelikle Özyeğin Üniversitesinde okuyan gençler, kendi neslinin genç sanatçılarını bilecek; öğrenecek ve tanıyacak, ileride de onları destekleyebileceklerdi.
Günlük eğitim ve öğrenim yaşamını çağdaş bir sanat ortamında gerçekleştirecek olan bugünün Özyeğin Üniversitesi gençleri, genç sanatçılarını fark eden üniversiteli bir kuşak olarak ülkemizin uygarlık yolculuğuna daha çağdaş katkılar sağlayabilecekler ve atılan temeller sayesinde, yarının sanatçısı ile güç birliği yapma şansına da kavuşabileceklerdi.
Hedeflerden sonra sıra sanatçı seçimlerine geldi. Seçilecek genç sanatçılar üç kategoriye ayrıldı:
Birinci kategoride galerisi olmayan sanatçılara
İkinci kategoride galerisi olup da ismini yeni duyurmaya çalışan sanatçılara
Üçüncü kategoride ise yurt dışı ve/veya yurt içinde tanınırlığı olan, aynı zamanda da ilk iki kategorideki gençlere örnek teşkil edebilecek genç sanatçılara yer verildi.
Hedef ve seçimlerin kriterleri belirlendikten sonra uzun bir araştırma süreci başladı. Bu süreçte Ayşecan Özyeğin Oktay’ın desteği ile özellikle galerisi olmayan gençlerin belirlenmesi ve onlara ulaşma süreci yaşandı.
Onlar ile projeyi paylaşmak ve birçoğunun üretim süreçlerine tanıklık etmek, heyecanlarına ortak olmak çok keyifliydi. Sanatın birleştirici gücü ile birçok anı ve dost biriktirme şansına sahip olduk.
Bu arada projenin büyük bir kısmını galerisi olmayan gençler oluşturuyordu. Henüz proje aşaması devam ederken birçoğunun eserlerinin tanınmış galerilerde yer bulması, hem seçimlerimizin doğruluğu açısından hem de onlar adına bizi çok sevindirdi.
Sonrasında 2. ve 3. kategori seçimleri için sanat galerileri ziyaretleri başladı. Tüm sanatseverlerin projeye destek vermesi, sevinçle yaklaşması heyecanımızı daha da artırdı.
Ve 68 sanatçının 86 eseri ile projenin ilk basamağını gerçekleştirdik.
Seçilen eserlerin, üniversitenin her yerine yayılarak sergilenmesini ve öğrencilerimize yeni bir bakış açısı oluşturmasını istedik.
Çünkü biliyorduk ve bir kez daha şahit olduk ki sanat eseri, hiçbir zaman kendi başına yaşayamaz. Her zaman bir seyirci ile buluşmak ister. O, hissedilmek ve bilinmek ister. Seyircisi, gördüğü esere yeni anlamlar katarak bazen sanatçısının bile göremediği sırlara ulaşabilir.
İşte bu ruh ve altyapı ile bir çok eser, öğrenciler ile Uni-Art projesinde buluştu. Sonradan gelip eklenen genç sanatçılar ile de büyüyüp çoğalan bir aile olarak yaşamaya devam edecektir.
Kısaca özetlemeye çalıştığım Uni-Art projesi özel ve örnek bir çalışmadır. Uni-Art, sanatçıların gönüllerinden kopup gelmiş eserler ile artık Özyeğin Üniversitesi gençlerinindir. Projelerine sahip çıkıp sanatçılarının uzattığı eli hep tutmaları ve sanatın büyülü dünyasında kendilerine bir yer açmaları dileği ile.
Uni-Art Sanat Danışmanı
Neslihan Karaağaç